Almanya'daki ünlü Türkler

Alman sinemasının süper yıldızları arasında sayılan Fatih Akın uluslararası alanda da başarılı bir yönetmen. Akın, ünlü filmi “Duvara Karşı” ile Altın Ayı da dâhil çok sayıda kıymetli ödülün sahibi olmuştu. 1973 yılında dünyaya gelen Akın, göçmen sinemasının öne çıkmasında büyük role sahip.

Belki de hiç kimse Müslümanlıkla beraber şekillenen paralel dünyalar hakkında feminist sosyolog Necla Kelek kadar eleştirel olmadı. 10 yaşında Almanya’ya gelen Kelek, Hamburg’da okudu ve burada doktorasını yaptı. Görüşleri büyük tepki ve tartışma yaratan Necla Kelek öncelikle Müslüman kadınların hakları için mücadele ediyor.

Aşçı Ali Güngörmüş, 2006 yılında “Le Canard Nouveau” adlı restoranıyla tüm dünyada en başarılı mutfaklara verilen Michelin yıldızının sahibi oldu. Ali Güngörmüş bu ödüle layık görülen ilk Türk kökenli gurme aşçısı. Restoranı Hamburg’un en gözde mekânları arasında. 10 yaşında Türkiye’den Almanya’ya gelen Güngörmüş (37) büyük uğraşların sonunda bulunduğu yere gelebilmiş.

Sanatçı Ayşe Erkmen “Bodyscan” adlı çalışmasıyla. Erkmen’i Alman sanat dünyasından ayrı düşünmek mümkün değil. 20 yıl önce İstanbul’dan Berlin’e gelen Erkmen iki kent arasında mekik dokuyor. 2012 yılından beri de Berlin Sanatlar Akademisi’nin bir üyesi olan Erkmen'in eserlerine ülkenin dört bir yanında rastlamak mümkün.

Vural Öger 1960 yılında Türkiye’den Almanya’ya geldi. Maden mühendisliği eğitiminin ardından uluslararası seyahat şirketi Öger Tours’un temellerini attı, şirketini Almanya’nın en büyükleri arasına soktu. 2004-2009 yılları arasında Sosyal Demokrat Parti'nin Avrupa Parlamentosu milletvekili olarak görev yaptı. Kültürlerarası ve toplumsal çalışmaları nedeniyle Öger, Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi.

Emine Sevgi Özdamar Almanya’nın en tanınan yazarları arasında. 1986 yılından beri Berlin’de yaşayan Özdamar eserlerini Almanca kaleme alıyor. 18 yaşında tiyatroya duyduğu ilgi nedeniyle Almanya’ya gelen Özdamar ilk yıllarında fabrikada çalışarak hayatını kazanmış. Bugünse Alman Dil ve Şiir Akademisi'nin bir üyesi ve eserleriyle Alman edebiyatını zenginleştiriyor.

Hint Ranjid, Türk Hakan, İtalyan Francesco… Alman kamuoyu Kaya Yanar’ı canlandırdığı bu karakterlerle tanıdı. "Was guckst Du?/Ne bakıyorsun?" isimli şovunda Yanar göçmen grupları hakkındaki klişelerle oynadı. 2005 yılında şovuna ara veren Kaya Yanar sahne çalışmalarına ağırlık verdi. Ancak "Ne bakıyorsun?" sözü Almanya'da bir kült haline geldi.

2013/14 tiyatro sezonun başından beri Şermin Langhoff Berlin’deki Maxim Gorki Tiyatrosu’nun genel müdürlüğünü yapıyor. Ondan önce Ballhaus Naunynstraße Tiyatrosu’nun beş yıl süreyle yöneticiliğini yaptı. 1969 doğumlu olan Langhoff 9 yaşındayken Almanya’ya gelmiş.

1965 doğumlu Cem Özdemir 1994 yılında Yeşiller Partisi milletvekili olarak Federal Meclis’e girdi. Özdemir böylece, meclisteki ilk Türk kökenli milletvekili olmayı başardı. 2008 yılında da partinin eş başkanlığına seçildi. Özdemir, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği ve Alman okullarında Türkçe derslerinin okutulması için çalışmalarıyla tanınıyor.

1976 doğumlu Nazan Eckes Almanya’nın en tanınan televizyon sunucularından. Magazin programlarını ve büyük televizyon şovlarını sunan Eckes bir Türk göçmen ailenin çocuğu. Eckes ailesinin öyküsünü 2010 yılında yayımladığı kitabında anlatmıştı. Toplumsal çalışmalarda da bulunan Nazan Eckes 2011 yılında Federal Uyum Danışma Kurulu üyesi oldu.

Mesut Özil hiç kuşkusuz Almanya’nın en büyük futbol yıldızlarından. 1988 yılında dünyaya gelen Özil Alman vatandaşlığında karar kıldı ve 2009 yılında milli takıma çağrıldı. 2010 Dünya Futbol Şampiyonası’nda orta sahada yaptığı görevle taraftarların kalbini fethetti ve şampiyonanın en iyi oyuncularından biri olarak gösterildi. Real Madrid’de oynayan Özil'in geniş bir hayran kitlesi var.

Sibel Kekilli 2004 yılında Duvara Karşı filminde oynadığı başrolle üne kavuştu. 1980 doğumlu olan Kekilli'nin ailesi Almanya'ya 70'li yıllarda gelen ilk kuşak göçmenlerden. Özgün Alman sinema oyuncuları arasında gösterilen aktris uluslararası yapımlarda aldığı rollerle de adından söz ettiriyor.

Feridun Zaimoğlu 2006 yılında yayımlanan Leyla adlı romanıyla çağdaş Alman edebiyatının en ön sıralarında kendine yer bulmayı başardı. Beş aylık bir bebekken 1964 yılında Almanya’ya gelen Zaimoğlu yazdığı kitap ve tiyatro oyunlarında göçmenler ve iki dünya arasında yapılan yolculuğu işliyor.

"Verrücktes Blut" (Deli Kan) adlı en başarılı oyununda Nurkan Erpulat göçmenlerin oluşturduğu bir sınıfta elinde silahla saygı görmeye çalışan bir öğretmeni anlatır. 1974 doğumlu Nurkan Erpulat oyuncu, yönetmen ve yazar. Düsseldorf Tiyatrosu’nda yönetmen olarak görev yapıyor. Onunla birlikte 15 fotoğraflık galeri de burada sona eriyor. Ancak bu listede yer alacak isimler saymakla bitmiyor.

1982 yılında dönemin Almanya Başbakanı Helmut Kohl’ün İngiltere Başbakanı Thatcher’a söylediği sözler bir süre önce kamuoyuna yansıdı. Buna göre Kohl, 'Almanya’da yaşayan Türklerin sayısını yarı yarıya azaltmak' istediğini, mevcut sayının tümden topluma entegre edilmesinin mümkün olmadığını söylemiş. Oysa Alman kültür ve toplum hayatında Türk kökenli göçmenlerin yeri yabana atılır gibi değil.